Babacan: Cemevlerini ibadethane olarak tanıyacağız
2023-01-04 11:57
DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, partisinin "Temel Haklar Eylem Planı" kapsamında, din ve inanç topluluklarının örgütlenme özgürlüğü önündeki tüm engelleri kaldıracaklarını belirterek, "İbadethanelerin ibadet yeri olarak tanınmasının önündeki engellerden ciddi ölçüde rahatsızız. Bu kapsamda, cemevlerini ibadethane olarak tanıyacağız" dedi. Partisinin Genel Merkezi'nde düzenlenen basın toplantısında, "Temel Haklar Eylem Planı"nı açıklayan Babacan, eylem planlarının sayısının 21'e ulaştığını söyledi. Hedeflerinin tam demokrasi olduğunu, tam demokrasiye giden yolun da hak ve özgürlüklerden, eşit vatandaşlıktan geçtiğini ifade eden Babacan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem'de özgürlük esas, sınırlama istisna olacak. Tereddüt halinde yorum özgürlük lehine yapılacak, 85 milyonun ifade özgürlüğünü sonuna kadar koruyacağız. Demokrasimize sahip çıkmak adına basın özgürlüğünü güçlendireceğiz. Toplantı ve gösteri hakkına sahip çıkacağız. Bakın, bu sadece muhalefette sarf edilmiş bir söz değil. İktidar hedefi olarak önümüze koyuyoruz. Milletin eleştirilerine asla kulaklarımızı tıkamayacağız. Mülki idare amirlerinin, toplantı ve gösteri yürüyüşlerinin düzenlenmesine ilişkin yasaklama yetkilerini kısıtlayarak, kötüye kullanılmalarının önüne geçeceğiz." Vatandaşların özgürlük alanını genişletmenin tek amaçları olduğunu kaydeden Babacan, "Hiç merak etmeyin özgürlük, Türkiye'ye bol gelmeyecek. Özgürlük elbisesi ülkemize inşallah çok yakışacak. Türkiye'ye esaslı bir zihniyet değişimi öneriyoruz. Cumhuriyetimizin 100. yılında, tüm vatandaşlarımızı kapsayan yepyeni bir yaklaşım öneriyoruz. Toplumsal barış ve eşitlik hedefliyoruz. Türk-Kürt-Arap-Laz Çerkez demeden, sağcı solcu demeden, Sünni-Alevi demeden, inançlı inançsız demeden herkesin eşit ve onurlu vatandaş olduğu bir Türkiye hedefliyoruz." diye konuştu. "Türkiye'nin bekası adalettir" Babacan, etnik, dini, mezhebi, kültürel tüm çeşitliliği sahiplendiklerini dile getirerek, "Türkiye'yi yepyeni bir sözleşmeye, tam demokrasiye davet ediyoruz. Tam demokrasi sadece iyi niyetli bir söylem değildir. Ertelenemez bir beka meselesidir. Türkiye'nin bekası adalettir. Türkiye'nin bekası insan haklarıdır" ifadesini kullandı. Türkiye'de daha kapsayıcı ve daha kuşatıcı yeni bir vatandaşlık anlayışının geliştirilmesi gerektiğini savunduklarını hatırlatan Babacan, şöyle devam etti: "Ülkede hiç kimsenin ayrımcılığa maruz kalmamasının temel dayanaklarından biri, güçlü bir vatandaşlık anlayışıdır. Bu kapsamda, Anayasamızın 66. maddesini, çağımızın gereği olarak, kapsayıcı bir anlayışla yeniden ele almayı teklif ediyoruz. Ayrıca bu topraklarda konuşulan tüm diller, bizim dilimizdir. Biz bütün bu dillere aynı yakınlıktayız. 'Eşit mesafedeyiz' demiyorum, 'aynı yakınlıktayız' diyorum. Anayasamızın 42. maddesinin bu doğrultuda değiştirilmesini öneriyoruz. Ortak ve resmi dilimiz Türkçeye ek olarak, eğitim ve öğretimde 'anadilinin kullanılması ve geliştirilmesi hakkı'nın anayasal güvenceye kavuşturulması gerektiğini ifade ediyoruz. Anadilinde eğitimin önündeki engellerin kaldırılması gerektiğini söylüyoruz. Yerelden gelen talepler doğrultusunda, yerleşim yerlerinin isimlerinin aslına döndürülmesinin de önemli bir hedef olarak önümüzde durması gerektiğini ifade ediyoruz." "Hukuk devletinin onurunu kurtaracağız" Babacan, Cumartesi Anneleri'nin acısına kör, feryadına sağır kalmayacaklarını, "Birleşmiş Milletler Bütün Kişilerin Zorla Kaybedilmeden Korunmasına Dair Uluslararası Sözleşme"yi imzalayacaklarını belirtti. Ceza Kanunu'nda "zorla kaybetme" fiilini müstakil bir suç olarak düzenleyeceklerini ve suçun zamanaşımı kapsamında olmayacağını vurgulayan Babacan, "Bu eylemi de insanlık suçu olarak tanımlayacağız. İnsanlığa karşı işlenmiş suçlarda zamanaşımı olmaz. Hukuk devletinin onurunu kurtaracağız." değerlendirmesinde bulundu. DEVA Partisi Genel Başkanı Babacan, şunları kaydetti: "Cezaevlerinde yaşam hakkı ihlallerine göz yummayacağız. İşkenceye, çıplak aramaya son vereceğiz. İhmali, kusuru ya da kastı bulunan sorumlular hakkında gereğini yapacağız. Din ve inanç topluluklarının örgütlenme özgürlüğü önündeki tüm engelleri kaldıracağız. Vakıflar ve dernekler mevzuatında yapacağımız düzenlemelerle, dini toplulukları keyfi müdahalelerden koruyacağız. Hem din ve vicdan özgürlüğüne hem de dini toplulukların örgütlenme özgürlüğüne ideolojik müdahaleleri engelleyeceğiz. Kamu denetimi esas olacak ve hiçbir yapıya imtiyaz tanınmayacak. İbadethanelerin ibadet yeri olarak tanınmasının önündeki engellerden ciddi ölçüde rahatsızız. Bu kapsamda, cemevlerini ibadethane olarak tanıyacağız. Din kültürü ve ahlak bilgisi dersini bütün dinleri kapsayacak şekilde, nesnel ve çoğulcu bir içeriğe kavuşturacağız. Din veya inanç topluluklarının kendi din görevlilerini eğitmek üzere eğitim kurumları açmasının önündeki engelleri kaldıracağız. Yükseköğretim dahil, kendi din eğitimcilerini yetiştirebilme imkanlarını tanıyacağız." Babacan'ın konuşmasının ardından, eylem planının detaylarına ilişkin, partinin Hukuk ve Adalet Politikaları Başkanı Mustafa Yeneroğlu bilgi verdi.
Share This