Arnavutluk'ta Bektaşi Devleti kurulacak
2024-09-23 14:39
Arvanutluk, 13. yüzyılda Türkiye topraklarında kurulmuş Şii Sufi tarikatı Bektaşilerin dini anlayışıyla yönetilecek egemen bir mikro devlet kurmaya hazırlanıyor. Amerikan New York Times gazetesine konuşan Arnavutluk Başbakanı Edi Rama kuruluşa dair planları gelecek yıl açıklayacaklarını ve amaçlarının “Arnavutluk’un gurur duyduğu İslam’ın hoşgörülü bir versiyonunu” teşvik etmek olduğunu söyledi.
Arnavutluk'ta yapılan son nüfus sayımı verilerine göre, yaklaşık 2 milyon 400 bin olan toplam nüfusun yaklaşık yüzde 5’ini Bektaşiler oluşturuyor.
Bektaşi Dünya Merkezi yapılan açıklamada, Bektaşi Tarikatı'nı tam egemen bir varlık olarak kurmaya yönelik, küresel dini hoşgörü ve barışın teşviki için yeni bir çağ başlatan olağanüstü girişimin duyurulmasını memnuniyetle karşılıyor. Bu tarihi adım, Bektaşi Tarikatı'nın yüzyıllardır süren ılımlılık ve manevi katılım geleneğini sürdürmeye kararlı, bağımsız, kendi kendini yöneten bir devlet olarak tanınmasını amaçlıyor.
Barış, hoşgörü ve dini uyum mesajıyla bilinen Bektaşi tarikatı, Vatikan benzeri bir egemenlik kazanarak dini ve idari işleri özerk bir şekilde yönetmesine olanak tanıyacak. Bu hamle, Tarikat'ın küresel dinler arası diyaloğu teşvik etme ve dünya çapında şiddet içeren aşırıcılığın yükselişine karşı koyma konusundaki rolünü güçlendirmesini sağlayacak. Egemenlik, Bektaşi Tarikatı'nın dini uygulamalarının korunmasını, bağımsızlığını ve bu değerlerin uluslararası düzeyde tanıtımını sağlayacaktır.
Dünyanın her yerindeki Bektaşi Tarikatı inananları için bu egemenlik, dini cemaatlerinin resmi olarak tanınmasını ve manevi uygulamalarının korunmasını sağlar. Aynı zamanda tarikatın barış ve hoşgörü mesajını daha etkili bir şekilde yayması için bir platform oluşturacak ve ılımlı İslam'ın küresel sesi olarak hizmet edecek. Bektaşi Tarikatı'nın egemenliği, giderek bölünmüş bir dünyada katılım, dini uyum ve diyalog değerlerinin güçlendirilmesinde önemli bir adımdır.
"Bu girişim kendi kaderini tayin etmeyle ilgili değil; nüfuz veya siyasi güç de aramıyoruz. Bunun yerine, yüzyıllardır süren manevi ılımlılık ve dini katılım geleneğimizi sürdürme özgürlüğünü istiyoruz." denildi
Share This