CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İstanbul'da; “Altı lider bir aradayız. Altı lider Türkiye’nin demokratikleşmesini istiyoruz. Altı lider, Türkiye’nin dünyada saygınlığının korunmasını, büyümesini istiyoruz ve bunun mücadelesini istiyoruz. Bir aradayız ve birlikteyiz. Öyle ‘bozulacak, masanın altı, masanın üstü...’ Bunların hiçbirisine inanmayın. Hepimizin yüreğinde insan sevgisi var. Hepimizin yüreğinde bu ülkeye gerçek anlamda demokrasiyi getirme konusunda bir inanç var. O inancı ve o umudu büyüteceğiz, kararlıyız” dedi. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İstanbul'da Yörük Türkmen Çepni Kurultayı’na katıldı. Kılıçdaroğlu burada yaptığı konuşmada şunları söyledi: “Bir şeyi unutmayalım. Bu topraklarda aydınlanma 13. yüzyılda Horosan Erenleri ile başladı. Onlar Anadolu’ya gelip yerleştiler. Anadolu kültürünü büyüttüler. Sadece Anadolu değil. Balkanlara uzandılar, Ortadoğu’ya uzandılar. Asya’ya uzandılar. Dolayısıyla bu kültürü, güzel Türkçemizi ve kültürümüzü; dünyanın her tarafına götürdüler. Bu kültür kadim bir kültürdür. Bu kültür aynı zamanda dilimizi unutturmayan bir kültürdür. Karacaoğlan yüzyıllar önce yaşadı. Ama bugün söylediğini hepimiz anlıyoruz. Pir Sultan Abdal, Ahi Evran’ı biliyor ve anlıyoruz. Bakıldığı zaman, coşkun şiirler yazan Dadaloğlu. Elazığ’dan baskıya karşı direnen Dadaoğlu’nu, bunu da gayet iyi biliyoruz. Bu kadim kültürü yaratan büyük dedelerimiz ve atalarımız bize güzel bir miras bıraktı. Bırakılan bu mirası gelecek kuşaklara aktarmamız lazım. “KİN VE ÖFKE, İNSANA ÖZGÜ BİR KAVRAM DEĞİLDİR” Bu güzel kültürün bir özelliği daha var. Kin ve öfkeyi barındırmaz. Kin ve öfke insana özgü bir kavram değildir. Kin ve öfkeyi bırakacağız ama geleceğe umutla bakacağız. Herkesi kucaklayacağız. Hiç kimsenin inancı, kimliği, yaşam tarzı dolayısıyla hiç kimseyi ötekileştirmeyeceğiz. Herkesi kucaklayacağız. Kainatta yaşayan bütün canlıların hakkını ve hukukunu koruyacağız. Hiç kimse unutmasın… Kainat adalet üzerine inşa edilmiştir. Horasan Erenlerinin bugüne kadar bize bıraktıkları o güzel kültürün temelinde de adalet vardır. O nedenle adalet kavramını büyütmek ve adaletin peşinde koşmamız gerekir. Dünyanın pek çok yerinde, Türk kökenli çok kişinin büyük haksızlıklarla karşı karşıya olduğunu biliyoruz, zaman zaman bize de yansıyor. Onları mümkün olduğu kadar dile getiriyoruz. Ama burada önemli olan şu, kendi kültürümüze sadece Türkiye’de değil dünyanın neresinde olursa olsun o kültürü büyütmek ve yaşatmak zorundayız. Kültürün müziğini, oyun havalarını, geleneklerini; yüz yıllardır geldi ve bundan sonra da aynı kültürü sürdürmek zorundayız. Çepni Dernekleri Federasyonu’nun düzenlediği bu toplantı son derece güzel ve gerçekten de bu kapsamda ilk kez gerçekleşen toplantılardan birisi. Türk Cumhuriyetlerinden konuklarımız geldi buraya. Onlara da hepiniz adına sevgi ve saygılarımı sunuyorum. Hoşgeldiniz. “GERGİNLİĞİ DEĞİL KUCAKLAŞMAYI SEÇECEĞİZ” İşin özeti. Güzel bir Türkiye’de hepimiz barış içinde yaşamak istiyoruz. Siyasetteki gerginliği biliyorum. Gerginliğin başka bir yere ve evreye taşınmak istendiğini de biliyorum. Ama biz gerginliği değil kucaklaşmayı seçeceğiz. Birlikte olmayı, beraber olmayı, huzur içinde yaşamayı… Bu ülkenin topraklarında, caddelerinde, sokaklarında, parklarında huzur içinde gezebilmeliyiz. Çocuklarımız güzel bir gelecek için çaba göstermeli ve biz onları o amaca dönük olarak yetiştirmeliyiz. Bunu mücadelesini vermeliyiz. Bu mücadele Çepni Dernekleri’nin ve o derneği kuranların felsefesinde de var. O felsefeyi büyütmek zorundayız. Evet, geçmişte çok büyük acıların çekildiğini biliyorum. 13. yüzyılda birinci aydınlanma döneminin yaşandığını biliyorum. İkinci aydınlanma dönemi bu topraklarda Gazi Mustafa Kemal Atatürk’le başlamıştır. Türk Dil Kurumu, Türk Tarih Kurumu’nun kurulması, üniversitelerde güzel bilim insanlarının görev yapması, Türkçemizin gelişmesi ve büyümesi. Türkçemizin yabancı dillerin boyunduruğundan kurtarılması gibi pek çok ama pek çok kendi köklerimize dönme imkanını ikinci aydınlanma döneminde yaşadık. Dolayısıyla biz tarihimizi iyi bilmeli ve çocuklarımıza güzel tarihimizi öğretmeliyiz. “HEPİMİZİN YÜREĞİNDE İNSAN SEVGİSİ VAR” Bir süreçten geçiyoruz, onun da hepimiz farkındayız. Ama şundan kesinlikle emin olun… Bu topraklarda yaşayan ve ülkesini seven hiç kimsenin umutsuzluğa kapılma hakkı yoktur. Biz umutsuzluğu değil umudu büyütmek zorundayız. Beraber, birlikte mücadele etmek zorundayız. Beraber ve birlikte mücadele ettiğimizde göreceksiniz ki Türkiye’nin çözülmeyecek hiçbir sorunu yoktur. Altı lider bir aradayız. Altı lider Türkiye’nin demokratikleşmesini istiyoruz. Altı lider Türkiye’nin dünyada saygınlığının korunmasını, büyümesini istiyoruz ve bunun mücadelesini istiyoruz. Bir aradayız ve birlikteyiz. Öyle bozulacak… Masanın altı, masanın üstü... Bunların hiçbirisine inanmayın. Hepimizin yüreğinde insan sevgisi var. Hepimizin yüreğinde bu ülkeye gerçek anlamda demokrasiyi getirme konusunda bir inanç var. O inancı ve o umudu büyüteceğiz, kararlıyız. Buna emin olmanızı istiyorum.”
