Bir günde 5 cemevine saldırmıştı! Başka cemevlerinin fotoğrafları da çıktı
2023-01-16 11:34
Ankara’da geçen temmuzda Aleviler için ‘matem ayı‘ olan ‘Muharrem Orucu’nun ilk günündeki beş ayrı cemevi saldırısıyla ilgili soruşturmanın ayrıntıları ortaya çıktı.
Dava dosyasındaki dijital deliller arasında saldırgan Ahmet Ozan Karaca’nın telefonundaki tabanca fotoğrafı yer alıyor. Üç şüpheli hakkında hazırlanan iddianamedeyse saldırılara maruz kalan derneklerin hiçbiri müşteki olarak yer almadı.
Diken'den Canan Coşkun'un haberine göre; geçen yaz temmuz sonunda, Aleviler için ‘matem ayı‘ olan ‘Muharrem Orucu’nun ilk gününde beş ayrı cemevine saldırı düzenlenmişti. Saldırılar sonrası gözaltına alınan bir kişi için emniyetin avukatlara, ‘meczup olduğu kanaati uyandığını’ söylediği belirtilmişti.
Saldırgan son saldırıyla aynı gün (30 Temmuz) Eskişehir’e giderken yakalanmıştı.
Saldırganın gözaltına alınmasından sonra Baver Gül ve Çağdaş Can Bardakçı gözaltına alınmıştı. Bardakçı ve Gül gözaltındayken 2 Ağustos Salı günü iktidara yakın Yeni Şafak gazetesi saldırıları Devrimci Gençlik Dernekleri’yle (DGD) ilişkilendiren bir haber yayımlamış, peşinden İçişleri Bakanı Süleyman Soylu da saldırıda ‘örgüt’ bağlantısı bulunduğunu öne sürmüştü. DGD ise ismi geçen şüphelilerin dernekle ilişkili olmadığını savunmuştu. Soylu ve Yeni Şafak gazetesinin hedef gösterdiği kişiler konutu terk etmeme adli kontrolüyle serbest bırakılmıştı.
İddianamede tek bir kelime yok
Ankara başsavcılığı saldırılarla ilgili soruşturmayı tamamlayarak 6 Ocak’ta üç şüpheli hakkında iddianame hazırladı. Savcı Rüstem Kocadağ’ın hazırladığı iddianamede saldırgan Ahmet Ozan Karaca, Baver Gül ve Çağdaş Can Bardakçı’nın ‘halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etme’, ‘ibadethanelere ve mezarlıklara zarar verme’, ve ‘inanç, düşünce ve kanaat hürriyetinin kullanılmasını engelleme‘ suçlarından cezalandırılması talep edildi. Savcı, saldırgan Karaca’nın bu suçlamalara ek olarak ‘silahla basit yaralama’ suçundan da cezalandırılmasını da istedi. Gül ve Bardakçı’nın 11 yıl dört aya kadar, Karaca’nınsa 12 yıl 10 aya kadar hapsi isteniyor.
İddianamede Soylu’nun ve Yeni Şafak gazetelerinin sözünü ettiği ‘örgüt’ bağlantısıyla ilgili bir kelime bile yok.
Yeni Şafak hedef alınca polis çalışmış
AKP’ye yakın medyanın hedef göstermesi ve Soylu’nun ortaya attığı iddialar sonrası polis, ‘örgüt’ bağlantısı üzerinde de çalışmış. Soylu’nun iddiayı ortaya atmasından saatler önce Ankara Emniyet Müdürlüğü 155 İhbar Hattı’na saat 01:28’de bir ihbar gelmiş. Fezlekeye göre, ihbar eden kimliği belirsiz kişi, Bardakçı’nın DHKP-C ve Devrimci Gençlik Dernekleri üyesi olduğunu iddia etmiş. Talimatları Ankara’daki C.Y.’den aldıklarını öne sürerek “Caner, Ezgi, Berkan hepsi sürekli Çağdaş ile irtibat halinde” demiş. Polis de bunun üzerine ismi geçen kişilerin kim olabileceğini araştırmış. ‘Berkan’ isimli kişinin kim olabileceğiyle ilgili listeye Berkin Elvan’ın cenazesine katıldığı için bir yıl cezaevinde kalan Berkay Ustabaş’ı, ‘Ezgi’nin kim olabileceğiyle ilgili listeye de avukat Ezgi Önalan’ı eklemişler.
Derneklerin adı geçmiyor
Savcılığa göre, olayın tek mağduru Şah-ı Merdan Cemevi’nde saldırgan Karaca’nın attığı sandalyeyle yaralanan Hüseyin Kılıç. Kılıç dışında iddianamede başka bir mağdur veya müşteki kişi veya dernek yer almıyor.
İzmir-Eskişehir-Ankara hattı
Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü’nün fezlekesindeki olay örgüsüne göre, Karaca, ‘Aleviler kendisine kötülük yapıp psikolojilerini bozduğu’ için cemevlerine saldırdı. Anlatıma göre Karaca, 29 Temmuz 2022 saat 17:00 sıralarında İzmir’den Eskişehir’e doğru yola çıktı. Yoldayken Eskişehir’deki arkadaşı Baver Gül aradı. Gül, Karaca’ya İzmir’deki diğer arkadaşları Çağdaş Can Bardakçı’nın da Eskişehir’e geleceğini söyledi. Saat 23:00 civarı Baver Gül ile Eskişehir Espark’ta buluşarak onun evine giden Karaca, gece 02:00 sıralarında evden çıktı. Dışarıda karşılaştığı translarla tartıştı ve birini döverek çantasını ve telefonunu gasp etti. Saat 06:00 civarında da Polatlı’daki Kent otele girdi. Sabah 11:00 gibi kalktıktan sonra 12:30 civarı yola çıkarak Ankara’ya geldi.
Karaca, saldırılardan sonra Öveçler’de bulunan bir motosiklet dükkanına gitti. Burada aracının içinde satmak için getirdiği motosikleti satış görevlisine gösterdi ve oradan ayrıldı.
‘Benden daha büyüğü yok’
Eskişehir’de darp edilerek çantası ve telefonu çalınan kişiler Karaca’dan şikayetçi oldu. Şikayetçiler, Karaca’nın “Cüzdanını ver sizi bıçaklarım” dediğini, bunları gasp ettikten sonra da Üniversite Caddesi’ne doğru gittiğini anlattı. Şikayetçilerin anlatımına göre, Karaca bu olaydan yaklaşık 10-15 dakika sonra arabasıyla şikayetçilerin önünden geçti ve onlara “Polisi mi bekliyorsunuz? Benden daha büyüğü yok” diye seslendi.
Tabanca fotoğrafını müşteri yollamış
Fezlekede, saldırgan Ahmet Ozan Karaca’nın telefonunda bulunan fotoğraflar, internet geçmişi ve notları da incelendi. Fotoğraflar arasında 15 Haziran 2022’de kaydedilen bir tabanca fotoğrafı bulunuyor. Karaca, hakimlik sorgusunda söz konusu tabanca fotoğrafıyla ilgili şunları söyledi: “İzmir’de babamla beraber emlakçılık yaparım. Bahse konu silah, ev satmak istediğimiz bir müşteriye aittir. Müşteri, evde çocuklar olması nedeniyle silahtan rahatsız olduğunu ve bu silaha alıcı bulmak istediğini babama söyledi, fotoğrafını atmak istedi. Babam da benim telefonuma göndermesini istedi. Bu fotoğraf müşterinin gönderdiği fotoğraftır, bana ait değildir.”
Karaca’nın telefonundan çıkan tabanca görseli
Başka cemevlerinin fotoğrafları çıktı
Fezlekede Karaca’nın internet geçmişi de var. Buna göre, Karaca saldırılardan önce saat 03:42’de başlayarak internette ‘Eskişehir Cem evi bağlar‘, ‘hacı bektaşi veli‘, ‘hacı bektaşi veli çeşme‘, ‘hacı bektaşi veli Eskişehir’ aramalarını yaptı. Saat 05:30 sıralarında da ‘cemevi bilgiler’, ‘alevilik mezhebi bilgiler‘ diye aradı. Saat 13:19’de yine internette ‘ankara Cemevleri nerede’ diye arayarak Keçiören Cemevi ve Şah-ı Merdan Cemevi, Ankara Tuzluçayır Cemevi ve İmam Hüseyin Cemevi’nin ekran görüntülerini kaydetti. Karaca, telefonunun notlar kısmına da HDP İstanbul İl Eş Başkanı Ferhat Encü ve eski HDP milletvekili Hasip Kaplan’ın isimlerini not etmişti.
Karaca, Soylu’nun Ağrı’yla ilgili bir açıklamasını gördüğünü, bunun üzerine HDP’nin Ağrı’yla ilgili Twitter sayfasına girerek kimleri takip ettiğine baktığını söyledi. Orada Encü ve Kaplan’ın takip edildiğini gördüğünü aktaran Karaca, “Ağrı iline giderek bu kişilerle savaşmak istedim. İsimlerini bu nedenle not aldım” dedi.
Met iddiası
Fezlekede, arkadaşı Baver Gül’ün Karaca’yla mesajlaşmaları ve Karaca’nın gözaltına alınmasından sonra Gül’ün arkadaşlarıyla olaya ilişkin konuşmaları da yer aldı. Mesajlaşmaların birinde Gül, Karaca’ya “Sen meth içip kafayı yemediysen ben bir şey bilmiyorum” diyor. Gül’ün diğer arkadaşlarıyla mesajlaşmalarındaysa Karaca’nın arkadaşlarıyla kısa bir süre önceye kadar küs olduğu, ‘ne olduysa Çeşme’de olduğu’ konuşulmuş. Gül, emniyette verdiği ifadesinde de Karaca’nın Çeşme’de emlakçılığa başlamasıyla psikolojik sorunlarının arttığını, akrabalarının kendisini zehirlemeye çalıştığını ve büyü yaptıklarını, MİT’in ve TÜSİAD’ın peşinde olduğu gibi anormal şeyler söylediğini anlattı.
Polisin sorgulamasında Karaca’nın akıl sağlığının yerinde olmadığına dair herhangi bir doktor raporu veya hastane kaydı bulunamadı. Adli Tıp Kurumu’nun hazırladığı raporda Karaca’nın kanında ve idrarında marihuana etken maddesi bulunduğu belirtildi.
Karaca ifadesinde başından birçok olay geçtiğini ve çok defa ölümden döndüğünü savunarak “Kendi canıma kıyacaktım. Canıma kıymadan önce Allah için bir şey yapmak istedim, çünkü benim nazarımda cemevleri ibadethane değildir. Orada yapılan şeyler de ibadet değildir. Ben daha önce cemevinde herhangi bir ibadete katılmadım, ancak nasıl ibadet edildiğini duydum” dedi.
‘Cezai ehliyeti yok’
Karaca, akıl hastası olup olmadığının, akıl hastasıysa ne zamandan beri hasta olduğu ve bunun davranışları üzerindeki etkisinin ne olduğunun anlaşılması için üç hafta süre Ankara Şehir Hastanesi’nde gözlem altında tutuldu. Ankara Bilkent Şehir Hastanesi’nin raporunda Karaca’nın işlediği fiillerin hukuki anlam ve sonuçlarını algılamasında, bu fiillerle ilgili davranışlarını yönlendirme yeteneğinde azalma olduğu, cezai ehliyetinin bulunmadığı kanaatinin oluştuğu aktarıldı. Karaca’ya ‘bipolar duygulanım bozukluğu’ teşhisi kondu.
Savcı Kocadağ da iddianamesinde, Karaca’nın İzmir’de yaşamasına rağmen olaydan bir gün önce Eskişehir gelmesi, ikamet adresleri İzmir olan diğer şüphelilerle Eskişehir’de buluşmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu kaydetti. Savcı yargılama sonunda Karaca’nın akıl hastası olduğuna kanaat getirilirse cezanın akıl hastanesinde çektirilmesini talep etti.
İddianame Ankara 63’üncü Asliye Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi, ilk duruşma 30 Ocak’ta görülecek.
Olayın mağdurlarından olan Demokratik Alevi Dernekleri Ankara Şubesi, saldırgan Karaca’nın ‘Anayasa’yı ihlal‘ suçlamasıyla soruşturulmasını talep etmiş, dernek avukatı Coşkun Özgür Piroğlu, “Bu saldırıların Anayasa’yı ihlal suçunu oluşturması için birilerinin ölmesi mi gerekiyordu” diye sormuştu.
Share This